5 Ocak 2009 Pazartesi

SİTEM...(devam)


Tek bir varlıgım dahi kalmamacasına kucağına bırakıldığım bu karanlığın nedeni ne olabilir ki? İlahi nedenler mi?
Bilemem, olabilir.
Ve bilmek istiyorum.
Sormaktan sorgulamaktan dahi imtina edecek kadar korkup susmuyorum.
Biliyorum ki susanların dahi içlerinde çığlık çığlığa bu soru yankılanıyor. NEDEN?
Bayramlar, dünyadaki imtihanları en zorlu geçenlerin, yoksulların, kimsesizlerin, evsizlerin, çocuğuna portakal alamayan işsizlerin, dağda ölümü bekleyenlerin, nöbet yerinde hasret çekenlerin, hastaların, gurbete çıkanların, hapistekilerin, kaderin kendilerine daha iyi davrandığı insanlar tarafından ağırbaşlılıkla, şefkatle kucaklandığı duraklar.
Neden benim bayramım böyle oldu?
"senin cennetini istemiyorum ey Tanrım, bütün istediğim seni tebessüm ettirecek bir iyilik yapma gücü, onu ver bana."
Ben bu kadar yürekten ve samimiyken neden buna reva görüldüm?
o gece yataga yattıgımda...
sabah uayanayım ve çocukluğuma döneyim diye yakardım Tanrı'ya.
Ve hep çocuk kalayım.
Murathan MUNGAN'ın o dizelerini anımsadım sonra;
Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Kimse bize ihanet etmemiş
Biz kimseyi aldatmamışken
Hani biz kimseye küsmemiş
Hani hiç kimse ölmemişken
Eskidendi,çok eskiden.........